15. yüzyılda Bizans döneminde çarşı alanında dünyanın en eski pazarlarından biri olan küçük bir dizi dükkân bulunuyordu. İstanbul Sultan II. Mehmet tarafından fethedildikten sonra Sultan’ın emriyle çarşı genişletilerek 1461 yılında ilk kapalı çarşı olarak inşa ediliyor ve “Büyük Pazar” olarak anılmaya başlıyor. O dönemlerde kumaş ticaretinin en popüler olduğu çarşıdan elde edilen tüm gelir Fatih Sultan Mehmet’in emri ile Ayasofya’ya aktarılıyor.
Kanuni Sultan döneminde ise Kapalı Çarşı, yeni dükkanlar, cami, medrese, han ve çeşme ilave edilerek çok daha geniş bir alana yayılıyor ve Osmanlı’nın en görkemli merkezi haline geliyor.
Zamanla büyük yangınlar ve depremler yüzünden çarşı büyük hasarlar görse de Sultan II. Abdülhamid’in büyük çabaları ile yeniden inşa ediliyor ve bugünkü halini alıyor. Çarşının Beyazıt meydanı giriş kapısında II. Abdülhamid’in tuğrasını görmeniz mümkün.
Modern bir yapı olmasına rağmen Kapalıçarşı’da Osmanlı atmosferini yaşayabilirsiniz. 47.000 m2 lik bir alanı kaplayan devasa çarşının 64 sokağı, 4.000 mağazası, 22 giriş kapısı ve 25000 çalışanı vardır ve bir dizi kapalı labirent cadde, geçit ve koridordan oluşuyor.
Kapalı Çarşıda geleneksel desenlerden en iyi ipeksi şal ve eşarplardan, antika, deri, seramik, halı, baharat, lokum gibi aklınıza gelen hemen hemen şeyi bulmanız mümkün. Kapalı çarşı aynı zamanda Türkiye’nin altın ve döviz borsasının kalbi durumunda. Burada buluna birçok kuyumcu dükkânı da en ilgi çeken yerlerin başında geliyor.
