Sultan Ahmet Camii
Mavi Cami olarak da bilinir
İstanbul, yaklaşık 2700 yıl öncesine kadar uzanan tarihinde dört İmparatorluğa şahit olmuştur. Türkiye’nin sadece en büyük şehri değil, aynı zamanda ülkenin ekonomik, kültürel ve tarihi duruşunun da kalbidir. Tarihi açıdan zengin olan bu şehir, muhteşem mimarisiyle dünyaca ünlüdür. Çarpıcı camilerinden eşsiz müze ve anıtlarına kadar bu güzel şehre kısa bir ziyarette nereleri ziyaret edeceğinize karar vermeniz oldukça zor olacaktır. İşte sizi gerçekten hayran bırakacak ikonik mimari mücevherlerin birkaç örneği.
Topkapı Sarayı
Osmanlı İmparatorluğu’nun 15. Ve 19. Yüzyıllar arasındaki hükümdarlığı sırasında imparatorların ana ikametgahıydı ve aynı zamanda devlet etkinlikleri ve hükümdarlık eğlenceleri için kullanılırdı. Topkapı Sarayında keşfedilecek birçok ilginç ve çarpıcı hikâye vardır. İstanbul’a geldiğinizde mutlaka görmeniz gereken saray, Osmanlı’dan günümüze kadar ulaşıp ayakta kalan en büyük ve en eski saraydır. Tarihinin ve mimarisinin yanı sıra etkileyici yapısı ile İslam mimarisinin saf güzelliğini temsil eder. Saray etkileyici mimarisinin çarpıcı tasarımlarına ek olarak yemyeşil bahçeler, fıskiyeler ve havuzlarla çevrilidir. Kendinizi bütün bir gününüzü bu mimari harikayı hayranlıkla dolaşarak ve Osmanlı tarihi hakkında daha fazla şe y öğrenerek geçirirken bulabilirsiniz.
Ayasofya Camii
Doğu Romalı Philon bir zamanlar Ayasofya'dan eşsiz mimari güzelliği sayesinde "dünyanın sekizinci harikası" olarak bahsetmiştir. Başlangıçta bir kilise olarak inşa edilmiş, ancak daha sonra Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethinin ardından camiye dönüştürülmüştür. İlk Türk Cumhurbaşkanı Mustafa Kamal Atatürk 1935 yılında burayı müzeye dönüştürmeye karar vermiştir ve 86 yıl boyunca müze olarak hizmet veren Ayasofya, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi ismiyle kılınan cuma namazı ile 24 Temmuz 2020 tarihinde resmen ve yeniden camii olarak ibadete açılmıştır.